Sapık koca vahşeti
30 Mart 2010 Yazan SuN
Kategori Haber Haberler
ANTALYA’da 32 yaşındaki M.Ü.’nün istemediği halde ters ilişkiye girdiği, daha sonra da namluyu temizlemeye yarayan çubukla (Harbi) işkence yaptığı 6 yıllık eşi 27 yaşındaki S.Ü.’nün Adli Tıp Kurumu raporunda, ruh sağlığının bozulduğu belirlendi.
Devamını oku
Anal ilişkinin zararları
23 Ocak 2010 Yazan SuN
Kategori Sağlik Bilgileri
Arkadan cinsel ilişkinin zararları
Anüs bölgesi (makat) ve burada yer alan halkasal kaslar, duyu sinirleri açısından zengin bir bölgedir. Halkasal kaslar normalde sıkıca büzülmüş durumda bulunurlar. Gerektiğinde 6-7 cm. çapa kadar genişleyebilirler.
Anüs bölgesindeki Anatomik yapı çok narindir. Eğer hazırlık yapılmadan veya sabırsızca anal ilişki kurulması halinde bu bölgedeki dokularda yırtılmalar, kanamalar ortaya çıkar. Bu yırtılmaların ortaya çıkması sadece acı açısından önemli değildir.
LİG TV’DE ARTÇI DEPREMLER
20 Ocak 2010 Yazan SuN
Kategori Haber Haberler
Süper Lig’in yayıncısı, Erman Toroğlu’na gösterilen tepkiler nedeniyle önceki gün Maraton programının hemen bitirilmesine karar verirken, Genel Müdür Şansal Büyüka ile de sorun yaşadı. Devamını oku
Egzama
01 Ocak 2010 Yazan SuN
Kategori Sağlik Bilgileri
egzama
Mayasıl diye bilinen egzama, derinin sulanması ile meydana gelen bir iltihaptır. Tıp dilinde; Erythema pernio denir. Kaşıntı ve kızartı ile ortaya çıkar. nedeni; ruhsal olabileceği gibi alerjik tepkiler veya deriyi tahriş eden maddeler de olabilir. Bazı kimselerde de ırsidir. Vücudun hemen hemen her yerinde görülebilir ve bulundukları yere göre isimlendirilirler. Tedavinin ilk prensibi; üzülmemek ve egzamalı yerleri kaşımamaktır. Ayrıca, su ve sabunlu sudan olduğu kadar uzak kalmak da gerekir. Su yerine permanganatlı su ve rivanollu su kullanılır. Perhiz yapılır. Acılı, baharatlı ve yağlı yenmez.
rahim egzaması
Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır. Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp, kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir.
anus kaşıntısı
Anus (şerç); yani sindirim kanalının doğrubağırsak denilen son kısmındaki çıkış deliği veya çevresinde (oturak yerinde) görülen kaşıntıların nedeni çeşitlidir. Bunlar arasında; kılkurtları, sümüksü akıntı, basur, çatlak, ishal veya kabızlık, egzama (mayasıl), sinir bozukluğu veya yeteri kadar temizliğe dikkat edilmemesi sayılabilir.
kaşıntı
Vücudun herhangi bir yerinde hissedilen ve böcek dolaşıyormuş hissi, hafif yanma ve batma gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkan kaşıntıya, tıp dilinde pruritus veya kaşeski denir. Kaşıntıyı doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunlar şöyle sıralanabilir: – Sabun, çamaşır tozları ve bazı boyaların neden olduğu kaşıntılar – Yün veya naylon iyeceklerin neden olduğu kaşıntılar – Bazı kimyasal maddelerin neden olduğu kaşıntılar – İstiridye, yumurta, süt, çilek, soğan gibi bazı besinlerin neden olduğu kaşıntılar – Bazı ilaçların neden olduğu kaşıntılar – Şeker, karaciğer, böbrek hastalıkları veya löseminin neden olduğu kaşıntılar – Kurdeşen, egzama, su çiçeği, kızamık, kızıl, kızamıkçık veya deri iltihabının neden olduğu kaşıntılar – Mantarın neden olduğu kaşıntılar – Kıl kurdunun neden olduğu kaşıntılar – İshal veya kabızlığın neden olduğu kaşıntılar – Sinirlilik ve ruhi sıkıntıların neden olduğu kaşıntılar Tedavinin ilk şartı, kaşıntıyı doğuran sebebi bulmaktır. Bu arada mümkün olduğu kadar kaşımamaya gayret edilir.
Egzama için Şifalı Bitkiler
Şifalı Bitkiler > Bitkiler, Bitki Çayları, Meyveler, Sebzeler, Baharatlar
funda ( süpürge otu)
Bazı türlerinin dalları ipek böcekçiliğinde askı olarak kullanılır. Dalları çalı süpürgesi yapımında, ayrıca yakacak olarak kullanılır. Genel olarak idrar yolları taşlarına karşı idrar söktürücü olarak kullanılır. Funda ayrıca, ishal ve böbrek taşları tedavisinde kullanılır. Zeytinyağı ile hazırlanan merhemi çıban ve egzamada faydalıdır. Zayıflamak için de kullanıldığı bilinmektedir.
kına ağacı
Ayak terlemesine engel olur. Dolamada kullanılır. Uyuz ve egzamaya iyi gelir. Guatrın üzerine bağlanırsa fayda görülür. Ağız yaraları ve deri çatlaklarını tedavi eder, saçları besler ve kuvvetlendirir.
Anal Fissür
29 Aralık 2009 Yazan SuN
Kategori Sağlik Bilgileri
Anal fissürün başlıca sebepleri kabızlık, doğum eylemi veya doğumdan sonraki ilk bir iki günde tuvalete çıkışın ertelenmesi veya ihmalidir . Diğer sebepler arasında; proktit, regional enterit veya ülseratif kolit gibi enflamatuar barsak hastalıkları da sayılabilir . Ağrıya karşı son derece duyarlı olan anal bölgedeki herhangi bir minicik çatlak az-çok ağrıya; o da anal kaslarda spazma, yorulma ağrısına, kan dolaşımında bozulmaya, yani iskemiye yol açar. İskemi halinde ağrı daha da artar ve yara beslenmesi bozulur, iyileşme gecikir hatta kötüleşir.
Medikal olarak iyileştirilmiş pek çok fissür nükseder . Bunun nedeni, anal kanalı saran ve destek veren eksternal kas demetlerinin, kuyruk sokumu tarafında sık olarak doğuştan zayıf yaratılmış olmasıdır.
Anal Fissürün Belirtileri Nelerdir?
Anal fissürün başlıca belirtileri, dışkılama anında ve özellikle sonrasında oluşan şiddetli anal ağrı ve ve özellikle akut fissürlerde tuvalet kağıdına bulaşan kan ve bazen de anal kaşıntı olur. Olay 20-30 gün devam ederse, yara önünde hemoroide benzer, hipertrofik papilla veya web denilen bekçi bir meme oluşur; yara daha da derinleşir, ağrı ve kaşıntı artar; yani artık KRONİK ANAL FİSSÜR GELİŞİR. Ağrılar özellikle dışkılamadan sonra artar ve saatlerce, hatta gün boyu sürer, dayanılmaz olur. Kanama nadirdir ve kağıda bulaşır tarzdadır; hemoroidlerdeki gibi püskürür tarzda değildir. İyice kronikleşmiş fissürlerde bazen iltihabi veya pis kokulu sarı akıntı da olabilir. Bunun sebebi, fissür yarasının derinleşmesi veya bekçi memeyi alttan delerek, bir perianal fistül oluşturmasıdır.
Anal Fissürün Medikal Tedavisi ve Tedbirleri Nelerdir?
En iyi tedbir kabızlıktan korunmaktır. Kadınlardaki anal fissür, genellikle doğum travması veya doğumdan sonraki ilk günlerde oluşan kabızlıkla ilgili olduğuna göre, bu kişilere doğum eylemi başlar başlamaz hijyenik lavman yapılmalı. Bebeğin çıkışında perine ve özellikle anüs korunmalı. Doğumdan sonraki ilk 3 gün yumuşatıcı krem ve Libalax veya Gliserin benzeri fitillerle fissür oluşumu önlenmeli. Anal fissür bir şekilde oluşmuşsa krem ve fitillere 7-10 gün devam edilmeli, ılık su oturma banyosu yapılmalı, ağrı varsa ağrı kesiciler verilmeli ve bol meyve, sebze tüketimi ile kabızlık önlenmeli.
Akut fissürlerde medikal tedavinin başarı şansı, sıkı bir uygulama ile % 80 dir. Ancak fissür kronikleşmiş ise, yani yara derin ve zemini çok sert ve bekçi meme gelişmiş ise ve fissür memenin altına ilerleyerek cilt yönünde delmiş ve fistül yapmışsa, bu tür tıbbi tedavi % 50 başarısız kalacaktır .
Tıbbi tedavilerde başarısızlığın bir başka sebebi de yanlış ilaçlar ve yanlış diyettir. Kronikleşmiş anal fissürde tedavi; tıbbi veya cerrahi yolla anal spazmın giderilmesi esasına dayanır. Tıbbi tedavi ile geçici rahatlama sağlansa da, kalıcı ve kesin tedavi cerrahi müdahale ile sağlanır. Ancak akut dönemde önce tıbbi tedavi denenmelidir.
Kronik Anal Fissürde Cerrahi Tedavi
Hekimlikte kişisel bilgi, beceri ve tecrübenin çok gerekli olduğu konulardan biri; anal fissür, fistül ve hemoroidlerdir. Çünkü anüs anatomisi ve anal fonksiyonlar son derece hassas mekanizmalar üzerine kurulur. Örneğin, cerrahi girişimlerde anal mukozadan ve mukozal örtünün damarsal yastık ve valv görevi yapan dokudan biraz fazla alındığı takdirde İnkontinens, yani kaçaklar ve iyileşme sorunları olabilir. Hastaların en çok korktuğu husus, operasyon yüzündan olabilecek gaita kaçağı ve ağrıdır.
İdealize edilmiş enstruman ve tecrübeli hekim eli ile, ağrısız veya minimal bir ağrı ile, hem de lokal anestezi ile, gayet etkili ve başarılı ” LİS yani Subkütan Lateral İnternal Sfinkterotomi” yapılabilir. Dış, yani eksternal sfinktere asla dokunulmaz. Gerekirse büyük bekçi memeler de alınır. Küçük memeleri almamalı, yoksa girişim sonrası ağrı olabilir. Bekçi memeler yerinde kalırsa zamanla küçük, yumuşak deri sarkıntılarına dönüşür, hiç bir sorun teşkil etmezler. Büyük bekçi memeler ise hijyenik sorunlara yol açacağı için alınmaları daha uygun olur.
Operasyon için herhangi bir ön hazırlık veya sonrası dönemde, 1 saatten daha fazla istirahati gerektirmez; yeme içmeye ara verilmez.
Poliklinik şartlarında, yani hastane yatışı ve narkoz gerekmeden yapılabilen bu küçük , fakat modern tedavi yöntemi ile; hasta hemen rahatlar ve fissür yarası da 1 hafta içinde sessizce kaybolur gider. Dikiş gerekmez, kanama olmaz, kaçak, nedbe veya çekinti olmaz. Ancak acemi ellerde nadir de olsa, eksternal sfinkterin de kesilmesine bağlı olarak gaz veya gaita kaçağı gelişebilir.
Kronik Anal Fissürlerin Cerrahi Tedavisinden Sonra Dikkat Etmeniz Gereken Kurallar:
1-Ağrı kesicilerinizi, melhemlerinizi ve ılık su oturma banyolarınızı ihmal etmeyiniz; ağrı artışı, iyileşmeyi geciktirir.
2-Müdahaleden 12-18 saat sonra tamponu çıkarıp, 15 dk süre ile ılık suya oturunuz ve ardından, varsa tuvalet ihtiyacınızı gideriniz; ardından melhemleri parmağınızla anüsün içine ve dışına, masaj yaparak sürünüz. Ilık suya oturma banyolarına ve kremlere sabah akşam, 1 hafta devam ediniz, pansuman veya gazlı bez uygulamanıza gerek yoktur. Bir hafta sonunda dilatasyon için, mümkünse kontrole gidiniz.
3-Baharat hariç , her tür ve özellikle posalı ve sulu gıda alınız. İyileşme tamamlandıktan sonra bol posalı gıdayı arttırarak ömür boyu kabızlıktan sakınınız ve hemoroidlerde olduğu gibi altın kurallara uyunuz.
4-Müshil almayınız ve ishal olmayınız, değilse iyileşme gecikir.
Bu pratik ama modern tedavi yöntemi ile ağrılarınız çok büyük olasılıkla aynı gün geçer; fissürünüz de bir haftada iyileşir. Kurallara uymazsanız iyileşme gecikebilir veya başarı biraz düşük olur.
Fissürlerde Kansere Dönüşüm Olabilir mi?
Anüs ve rektum kanserleri, baştan kanser olarak başlar; hemoroid veya fissürler kansere dönüşmez. Ancak kanser ve diğer hastalıklarla karıştırılabilir. Bazen asıl hastalık kanserdir; ancak kanser ve diğer hastalık belirtileri hemoroid veya fissüre benzediği için hasta veya doktor ihmalkar davranır; teşhiste gecikme ve yanılmalara neden olur. Bu arada, teorik olarak uzun yıllar boyu akan yaraların habisleşebileceğini de tamamen gözardı etmemek gerekir.