Mimar Sinan Biyografisi

18 Mayıs 2011 Yazan SuN  
Kategori Biyografi Tarih

Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 1511′de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a geldi. Üç sene sonra mimar olarak Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferine katıldı. 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrad Seferine Yeniçeri olarak katıldı. 1522’de Rodos Seferine Atlı Sekban olarak katılıp 1526 Mohaç Meydan Muharebesinden sonra gösterdiği yararlıklar sebebiyle takdir edilerek Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına (Bölük Komutanı) terfi ettirildi.
1533 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın İran Seferi sırasında Van Gölü’nde karşı sahile gitmek için Sinan iki haftada üç adet kadırga yapıp donatması ile büyük itibar kazandı. İran Seferinden dönüşte Yeniçeri Ocağında itibarı yüksek olan Hasekilik rütbesi verildi. Bu rütbeyle 1537 Korfu Pulya ve 1538 Moldavya seferlerine katıldı. 1538 yılında Hassa başmimarı oldu.
Mimar Sinan’ın Mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Haleb’de Husreviye Külliyesi Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesidir. Haleb’deki Hüsreviye Külliyesinde tek kubbeli cami tarzı ile bu kubbenin köşelerine birer kubbe ilave edilerek yan mekanlı cami tarzı birleştirilmiş ve böylece Osmanlı mimarlarının İznik ve Bursa’daki eserlerine uyulmuştur. Külliyede ayrıca avlu medrese hamam imaret ve misafirhane gibi kısımlar bulunmaktadır. Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde renkli taş kakmalar ve süslemeler görülür. Külliyede cami türbe ve diğer unsurlar ahenkli bir tarzda yerleştirilmiştir. Mimar Sinan’ın İstanbul’daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi devrindeki bütün mimari unsurları taşımaktadır. Cami medrese sübyan mektebi imaret darüşşifa ve çeşmeden oluşan külliyede cami diğer kısımlardan tamamen ayrıdır.
Mimar Sinan’ın Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser onun sanatının gelişmesini gösteren basamaklardır. Bunların ilki İstanbul Şehzadebaşı Camii ve külliyesidir. Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe tarzında inşa edilen Şehzadebaşı Camii daha sonra yapılan bütün camilere örnek teşkil etmiştir.
Süleymaniye Camii Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Kendi tabiriyle kalfalık döneminde 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır.
Mimar Sinan’ın en güzel eseri seksen yaşında yaptığı ve ‘ustalık eserim’ diye takdim ettiği Edirne’deki Selimiye Camiidir (1575).
Mimar Sinan Mimarbaşı olduğu sürece birbirinden çok değişik konularla uğraştı. Zaman zaman eskileri restore etti. Bu konudaki en büyük çabalarını Ayasofya için harcadı. 1573’te Ayasofya’nın kubbesini onararak çevresine takviyeli duvarlar yaptı ve eserin bu günlere sağlam olarak gelmesini sağladı. Eski eserlerle abidelerin yakınına yapılan ve onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun görevleri arasındaydı. Bu sebeplerle Zeyrek Camii ve Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve dükkanların yıkımını sağladı.
İstanbul caddelerinin genişliği evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla uğraştı. Sokakların darlığı sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkat çekip bu hususta ferman yayınlattı. Günümüzde bile bir problem olan İstanbul’un kaldırımlarıyla bizzat ilgilenmesi çok ilgi çekicidir.
Mimar Sinan 84 cami 52 mescit 57 medrese 7 darül-kurra 20 türbe 17 imaret 3 darüşşifa (hastane) 5 su yolu 8 köprü 20 kervansaray 36 saray 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 364 eser vermiştir.
Eserlerinin bir kısmı İstanbul’dadır. Osmanlı ülkesinde damgasını vurmadığı bir köşe yok gibidir. 1588’de İstanbul’da vefat eden Mimar Sinan Süleymaniye Camii’nin yanında kendi yaptığı sade türbeye gömüldü.

Yorumlar

Lütfen SeviyeLi YorumLar Yazınız.!





Güvenlik Kodunun Resmi
CAPTCHA Audio
Yeni Resim Göster
sesli sohbet sesli chat