Paylaş |
Tweet |
Sayfamızda sizler için hazırladığım ve aşk dediğin böyle ölümsüzce olmalı diye örnek gösterebileceğimiz bir aşk hikayesini anlatarak sevgi ve aşkın aslında ne kadar değer ve anlam kazandığını bir kez daha bilmemiz gerektiğini düşündüm.
Genç ve yakışıklı adam ellerinde bir buket çiçek,heyecan içerisinde koşarak sahile geldi… Gözleri şöyle bir sahilde gezindi,telaş içinde sevgilisini aradı gözleri aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup o canından çok sevdiği sevgilisini beklemeye başladı. Ellerinde yine her zamanki sevgilisin çok sediği çiçeklerden vardı. Sevgilisi en çok bunları sever Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı gülleri. Güller o kadar tazeydiki sanki dalından yeni kopmuş gibiydiler. Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler. buram buram sevgi, aşk kokuyorlardı, sevgi dahada özel kılıyordu bu gülleri çünkü bu güller en çok da özlem ve hasret kokuyordu. Hüzünlüydü güller hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, “Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum” dedi.Bakın az sonra sevdiğim gelecek onu göreceğim için kalbim yine deli gibi atmaya başladı. Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi aynı böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Yıklardır birbirlerini sevmelerine rağmen ikiside aşklarından hiç birşey kaybetmemiştiler… Onları hiç bir şey ayıramazdı… Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm…
Genç adam biraz bekledikten sonra telaşla saatine baktı. Canı gibi sevdiği Aşkı yine geç kalmıştı, oysaki o , sevdiğini bekletmemek için dakikalarca önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Ama sevdiği her zaman bunu yapıyordu. Devamlı kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü… http://sohbetnesesi.com/hikaye/olumsuz-ask-hikayesi/ bir an hüzünlendi Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denizlere dikti.. Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza karşı olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu. Aslında bugün onlar için ayrı bir anlamı vardı ikisi içinde çok özel bir gündü. Kendi aralarında sözleneceklerdi. Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonrada gidip iki yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari onu bekletmemeliydi.. Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları nedense hala yaşlı idi. Bir türlü anlamıyordu onları. Her şey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı…
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı.
Genç adam öyle heyecanlıydı ki sevdiğine kavuşmak için can atıyordu… Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara… Ne kadar güzel dansediyorlardı havada. Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi yine geç kalmıştı, hem de çok… Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu. İşte her gün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine söz vermiyorlar mıydı? O zaman neden gelmemişti yine? Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı. Hayır.. hayır.. olamazdı. Sevdiğine bir şey olamazdı. Onsuz hayat yaşanmazdı ki… O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam. Bunun düşüncesi bile hoş değildi. Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını kimsenin görmesini istemiyordu. Zaten nedense etrafındaki insanlar ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı. Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı… Yine sevgilisi geldi aklına.. Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı.
7 sene oldu dedi. 7 senedir her gün bu sahildeydi, sevdiğini bekliyordu. Daha fazla dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden 1 damla daha yaş güllerin üzerine damladı… Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mırıldandı… Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu… Genç adam ayağa kalktı. Sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı…
Ona olan Aşkı ve Sevgisi onunla beraber ölmemişti.
Aşk sadece yanındayken sevmek değildir. Aşk uzaktakini kaybettiğini içinde hissederek sevmekti. Hangimiz istemeyiz böyle sevilmeyi hangimiz istemeyiz ölsekde sevgimizden ve bizden geçmeyen insanı bu sadece istemeklemidir. Birazda kendi elimizdedir diye düşünüyorum böyle bir sevgi istiyorsak önce böyle sevmeyi öğrenmeliyiz…..
Gönderen: eSm3R
Not: Sizinde Bu Hikayelerden Farklı Hikayeleriniz var ise aşağidaki yorum bölümünde sizlerde Yaşanmış, Gerçek veya bildiğiniz Hikayelerinizi yazarak paylaşabilirsiniz.