Gülüm, çiceğim bırakıp gitme!
16 Mart 2010 Yazan SuN
Kategori Haber Haberler
Merter’de arkadaşlarıyla tramvay altında kalan lise öğrencisi Buket Bulut’un beyin ölümünün gerçekleştiği açıklandı. Ailesi ise umudunu yitirmedi ve “Fişini çekmeyeceğiz, Ece gibi kızımız da hayata dönecek” diyor
Yoğun bakım kapısı. Yaşamla, ölüm arası. Ne içerideki yaşıyor gerçekten, ne de kapısında iyi haber bekleyen. Buket Bulut daha 15 yaşında, geçen perşembe günü Merter’de okul çıkışında, taksiden kaçayım derken üç arkadaşıyla atladığı tren raylarında ölümle yaşam arasındaki noktaya takıldı. İki arkadaşı o gün yaşama veda etti. Buket yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Kapısında 24 saat nöbet tutuyor okul arkadaşları, annesi, babası, sayısız akrabası.
Dört günde dört kez kalbi duran, yine de direnen Buket’in yaşama yakın tarafta olduğuna inanıyorlar, kapısından bir saniye ayrılmıyorlar.
Ancak resmi açıklama dün öğle saatlerinde İl Sağlık Müdürlüğü’nden geldi; “Beyin ölümü gerçekleşmiştir” dedi İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu. Hatta aileye organ bağışı teklif edileceğini de açıkladı.
Bu dakikalarda Buket’in yanındaydı annesi, “Gülüm, çiceğim beni bırakıp gitme annem” diyordu. Bu seslenişe yoğun bakımdan sorumlu doktor bile dayanamadı, ağlayarak terk etti servisi…
Baba Veysel Bulut hastane kapısına çıktı, basın mensuplarına “Şu anda organları çalışıyor, fişi çekmeyeceğiz, kızımız direniyor” diye, bekleyişin süreceğini açıkladı…
Yaşarken mi öldürelim?
Uruguaylı yazar Eduardo Galeano “Yaratılış”ta “Ağrı değildi ama acıtırdı. Ölüm değildi ama öldürürdü” diyor. İşte ailesi için hikâyesini şimdiden konuşmak “daha yaşarken öldürmek” anlamına geliyor genç kızın.
Babası Trabzonlu, annesi Giresunlu olan Buket, yaramaz bir çocukmuş. Kalabalık ve birbirine çok bağlı olan tipik Karadenizli ailenin gözdesiymiş.
Tekstil işçisi olan ve iki yıldır ancak gündelik işlerle ailesini geçindirebilen işsiz babasının da kıymetlisi Buket. Dört yaşında Anıl isimli bir çocukları daha bulunan aileye büyükler destek oluyor, hatta Buket’in lise hediyesi olarak istediği cep telefonunu da amca Yılmaz Bulut hediye ediyor.
İlköğretimde oldukça başarılı olan Buket, elinden telefonunu düşürmeyince ve okulda da “sosyal çevresi fazlaca genişleyince” ailesinin tepkisini çekiyor, nitekim ilk zayıflı karne yarı yılda geliyor. Amca Bulut da kızıyor Buket’e, “ver telefonu geri” diyor. Buket, tüm sevimliliğiyle “Verilen mal geriye alınmaz” diye yanıt veriyor.
Derslerine ilgi göstersin diye, “En yakın arkadaşıyla görüşmeme” cezası da veriliyor. Bu kez “Bizi ancak Allah ayırır” diyor amcasına. “İçimde büyük bir yangındır bu söz” diyor amca, hastane kapısında.
Dört kez duran kalp
Aile yakınlarının anlattığına göre, Buket’in kalbi çarpışma anında durdu ilk kez. Ancak travmaydan inen bir doktorun kalp masajıyla birkaç dakika sonra hayata döndü. Hiç durmadan masaj yapmaya devam etti doktor ancak bir süre sonra gençlerin haline dayanamayıp fenalaştı ve masajı durdurdu. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’nin girişince bir kez daha durdu kalbi. Ama direndi, yine döndü hayata.
Dört günde dört kez durdu kalbi Buket’in. Yoğun Bakım Ünitesi’nden Dr. Kadir İdin, Buket’in derin koma halinden hiç çıkamadığını söylüyor. Yetkililer, “Beyin ölümü gerçekleşti” diyor.
Ama aileye göre, aylar önce Beyoğlu’nda başına cam düşen ve “yaşama şansı yok” denilen 19 yaşındaki Ece Turhan’la aynı kaderi paylaşıyor kızları: Ece hayata döndü, Buket’in de zamana ihtiyacı var. Bu yüzden o fiş asla çekilmeyecek.
Topbaş: İnceliyoruz
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Merter’de kazanın olduğu yerden 150-200 metre ötede trafik ışıkları ve yaya geçidi bulunduğunu belirterek, öğrencilerin aynı mesafeyi yürümeme adına bariyerleri veya oradaki korkulukları aşarak yolun karşısına geçmek istediklerini anlattı. “Bir baba olarak ailelerin acısını yüreğimde hissettim” diyen Topbaş şunları söyledi: “Olayı gören öğrenciler var. Tramvayın freni var. Paniklemişler yavrular. Tramvayı görünce gözlerini kapatmışlar. Bir adım ileri veya geri atsalar kurtulma şansları olabilir. Ama olmamış. Burada üst geçit ne kadar yapılabilir veya alttan mı geçilebilir, bunu arkadaşlara söyledik. İnceleme yapıyorlar.”
Sibel’in ailesi de umutla bekliyor
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 6 Mart Cumartesi günü geçirdiği trafik kazasında başını otomobilin camına çarpan ve kaldırıldığı hastanede yaşam destek ünitesine bağlanan Sibel Eren’in (22) beyin ölümünün gerçekleşmesine rağmen, “Allah’tan umut kesilmez” diyen ailesi dua etmeyi sürdürüyor.
Gölcük’teki İhsaniye semtinde meydana gelen kazada, Ersin Aşık yönetimindeki otomobil duvara çarptı. Sürücü Ersin Aşık, nişanlısı Funda Ağacan ve akrabası olan Sibel Eren yaralandı. Kazada başını otomobilin ön camına çarpan ve beyin kanaması geçiren Sibel Eren, Gölcük Devlet Hastanesi’ndeki tedavilere yanıt vermedi. Sibel Eren’in geçen hafta beyin ölümü gerçekleşti.
Uzak deniz yol kaptanı olan ve gelmesi beklenen babası Necati Eren, dönüşünde kızının beyin ölümünün gerçekleştiğini ve hayati fonksiyonlarının yaşam destek ünitesine bağlı olarak sürdürülmeye çalışıldığını öğrenince yıkıldı. Her şeye rağmen mucize beklediklerini belirten Necati Eren, kızının bir süre daha yaşam destek ünitesine bağlı kalmasını istedi. Umutsuz olan doktorlar bu isteği kabul etti. Eren ailesi ile Sibel’in yakınları bir mucize gerçekleşmesi için hastanenin önünde sürekli dua ediyor. (Milliyet)
Rumuz yazıp Sohbet’ e başlayın! Sohbetin Keyfini SohbetNeSeSi.Com’ da YaŞayın.! |
Yorumlar
Lütfen SeviyeLi YorumLar Yazınız.!