Diyarbakır’da 35 kişi tutuklandı

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

Diyarbakır'da 35 kişi tutuklandı

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşulları ile DTP’nin kapatılmasını bahane ederek olay çıkaranlardan 35′i tutuklandı.

Poşette 6 polis kafası bulundu

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

MEKSİKA’NIN kuzeyindeki Durango eyaletinde pazartesi gecesi kaçırılan 6 polisin kesilmiş kafaları bir kilisenin yakınında sokağa bırakılmış olarak bulundu.

Savcılığın açıklamasına göre poşetlere koyulan kafaları sokağa akan kanları fark eden çöp toplayıcılar buldu. Böylece, tüm önlemlere rağmen artan uyuşturucu çetelerinin sebep olduğu şiddet olaylarında 3 günde yaşanan ölüm sayısı 60’ı aşmış oldu. Polis, olayın geçtiğimiz hafta Durango eyaletinde Körfez karteline mensup 10 çete üyesinin öldürülmesine karşı bir misilleme olduğunu ifade etti.

Eski DTP’liler istifadan vazgeçti

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

Kapatılan DTP’nin eski genel başkanı Ahmet Türk, halkın, sivil toplum örgütleri ile Öcalan’ın milletvekillerinin mücadelesini parlamento zemininde sürdürmeleri gerektiği konusunda görüş bildirdiklerini söyledi ve istifa kararından vazgeçtiklerini açıkladı. Eski DTP’li 19 milletvekili BDP’ye katılacak…

Kapatılan DTP’nin eski lideri Ahmet Türk açıklamalarda bulunuyor. İşte konuşmanın satır başları:

‘12 Eylül anayasasının yasasıyla kapatıldık.

Demokrasiyi önemsiyoruz. BDT’de siyaset yapmaya karar verdik. Başından beri söyledim demokratik mücadele bizim için esastır. Milletvekili arkadaşlarım onurlu bir duruş sergiledi. Siyaset yasağı getirilen arkadaşlarına destek verdiler kutluyorum. Bütün haksızlıklara rağmen herşeyle savaştık. Bütün sivil toplum örgütlerimiz halkımız bu zemini terketmemizi istemediler. Aydınlar bu süreçte mecliste olmamazın daha iyi olacağını belirttiler. Halkımız parlementoda kalmamızı istedi.’ 

-”İstifa kararlarını gözden geçirdik halkların özgürlüğü için mecliste olmaya karar verdik. Bir canı bile kaybetmemiz bir partinin bile kapatılmasından daha önemlidir. Gelin canları kaybetmeyeli. Hepbirlikte halklarımızı kucakjlaştıralım.”

-”Sayın içişleri bakanı yaptığımız görüşme geçmiş olsun niteliğinde oldu. Parti ile ilgili konuşmadık.”

-” Demokrasi güçlerinin bir siyasi mantığının olması gerekiyor. Bu mücadeleyi büyütmeliyiz. Türkiye halkının vicdanında demokrasi mücadelesi gidecek.”

-” Ben siyasi yasaklıyım. Bugüz gazeteci olan sizlerle sonkez konuşuyorum. Bugün bir partimiz var. Çalışmalarda size yardımcı olacaklar.”

DTP Genel Merkezi’ne BDP tabelası asıldı
Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Demir Çelik de, kapatılan DTP‘nin milletvekillerini partisine davet ettiklerini bildirdi.
BDP tabelası asıldı
Kapatılan Demokratik Toplum Partisinin (DTP) eski genel merkez binasına, Barış ve Demokrasi Partisinin (BDP) tabelası asıldı.

DTP‘nin kapatılması kararının ardından, Balgat’taki eski genel merkezden sökülen DTP tabelasının yerine, sarı zemin üzerine lacivert harflerle “Barış ve Demokrasi Partisi Genel Merkezi” tabelası takıldı.

BDP’nin amblemi meşe ağacından oluşuyor.

Parti görevlisi İhsan Gül, gazetecilerin soruları üzerine, 14 yıldır bu binada çalıştığını ve binanın 4 farklı partiye ev sahipliği yaptığını söyledi.

Gül, BDP’nin amblemindeki meşe ağacının “kalıcılık” anlamına geldiğini ifade etti.

Kar İstanbul’un kapısını çalacak

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

Meteorolojik tahminlere göre pazar günü Trakya‘da etkili kar yağışı bekleniyor.

Günün ilk saatlerinden itibaren Trakya’nın tamamı ve İstanbul‘da kuvvetli yağmur şeklinde görülen yağış saat 18.00 den itibaren kar yağışına dönüşecek. Kar yağışı Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ‘ın tamamında etkili olacak.

Pazarı pazartesi bağlayan gece de devam etmesi beklenen kar yağışının İstanbul‘un Silivri ve Çatalca gibi uzak ilçelerinde bu bölgede kalan oto yollarda etkili olacağı tahmin ediliyor. Pazar günü akşam saatlerinden itibaren türkiye‘ye girecek soğuk ve kar yağışı halen Romanya ve çevresini etkiliyor. Soğuk havanın önce yunanistan‘in içi kesimlere daha sonra da trakya’ya ulaşması bekleniyor.BODRUM’DA SEL KABUS OLDU MUĞLA’nın Bodrum İlçesi’nde bu sabah saatlerinde aniden bastıran sağanak yağmur, sokak ve caddede sele neden oldu. Otomobiller ve motosikletler sürüklendi, mahsur kalan insanları belediyenin iş makineleri kurtardı.

Metrekareye 70 kilogram yağışın düştüğü ilçede Gökçeler, Tırman ve Yokuşbaşı dağlarından gelen sular, sokak ve caddelerde sele dönüştü. Otomobiliyle sürüklenen 34 yaşındaki Şenal Kara, çevredekiler tarafından kurtarıldı. Bodrumlular okullarına ve işyerlerine gidemedi. Yüzlerce ev ve işyeri sular altında kalırken kriz masası oluşturuldu. Sel sularının İslamhaneleri Köyü’ndeki köprünün üzerinden aşması nedeniyle Bodrum- Turgutreis yolu yaklaşık iki saat trafiğe kapalı kaldı.

Belediye Başkanı DP’li Mehmet Kocadon, yüzlerce ev ve işyerini su bastığını söyledi. Mehmet Kocadon, “Sele karşı hazırlıklıydık. Yine de dağlardan gelen ve eski dereleri dolduran sular baskınlara neden oldu. Bazı evlerin alt katları tamamen su doldu. Bazı evleri tahliye etmeye başladık. Hasarımız büyük. Ancak en büyük tesellimiz can kaybı olmaması” dedi.

YAĞIŞ FETHİYE’DE ETKİLİ OLDU Şehrin en işlek caddeleri sular altında kalırken, meteoroloji yetkilileri son 24 saatte metrekareye 38 kilogram yağış düştüğünü belirtti. Fethiye’de 2 hafta önce şiddetli yağan, ev ve dükkanların tamamen sular altında kaldığı yağmurun ardından bugün sabahın erken saatlerinde şiddetli yağmur kendini gösterdi. Gece sürekli yağan ve son 1 saat boyunca doluyla birlikte aralıksız yağan etkili yağış şehrin en işlek caddelerinden Çarşı Caddesi’yle Atatürk Caddesi’ni sular altında bıraktı. Şiddetli yağıştan dolayı, yağmur suları kaldırım boyunu geçerek, iş yerlerini tehdit etti. Vatandaşlar ellerine aldıkları fırçalarla, yağmur sularını dükkanlarından uzaklaştırmaya çalıştı. Karşıdan karşıya geçme mecburiyetinde olanlar ise ıslandı. Hasarın meydana gelmediği ilçede, meteoroloji yetkilileri son 24 saatte metrekareye 38 kilogram yağış düştüğünü yağmurun akşam saatlerine kadar devam edeceğini belirtti.

AĞRI, ERZURUM, MUŞ, HAKKARİ, ŞIRNAK VE BİTLİS’TE YÜZLERCE KÖY YOLU KAPALI Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde iki günden beri aralıklarla devam eden kar yağışı ve tipi hayatı olumsuz yönde etkiledi. Kar ve tipi yüzünden Ağrı, Erzurum, Hakkari, Şırnak, Bitlis ve Muş’ta 723 köyün merkezlerle ulaşım bağlantısı kesildi. Kar kalınlığı Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde yüksek kesimlerde 1 metreyi buldu.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, kar kalınlıkları Ardahan’da 5, Erzurum’da 9, Kars’ta 12, Ağrı’da 17, Muş’ta 18 santime ulaştı. Gecenin en düşük sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum, Kars, Ardahan’da 3, Ağrı ve Muş’ta 1 dereceyi buldu.

‘Kaza yaptım gel’ dedi, araçta yanarak öldü

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

resim

EDİRNE’nin Havsa İlçesi’nde devrilen minibüsün içinde sıkışan ve telefonla sahibi olduğu işyerinin bekçisini arayarak ‘Kaza yaptım, hemen gel’ diyen tekstil atölyesi sahibi 44 yaşındaki Necdet Yozgat, alev alan araçtan çıkamayınca yanarak can verdi.

Kaza, gece saat 01.00 sıralarında D-100 karayolu Havsa mevkiinde meydana geldi. Edirne’den 34 BL 2784 plakalı kapalı kasa minibüsü ile Havsa’daki evine giden, Havsa’da bir tekstil atölyesinin sahibi Necdet Yozgat, yağmur nedeniyle kayganlaşyan yolda henüz belirlenemeyen bir nedenle direksiyon kontrolünü yitirince, araç yolun sağ tarafındaki şarampole devrildi. Minibüsün içinde sıkışan Yozgat, cep telefonu ile atölyesinin bekçisini arayarak gelmesini istedi. Bu sırada yoldan geçenler de durumu jandarma ve itfaiye ekiplerine bildirdi.

ALEV ALAN ARAÇTAN ÇIKAMADI Ancak alev alan minibüsten çıkamayan Yozgat, alevlerin aracın tamamını sarması üzerine yanarak yaşamını yitirdi. Polis ekipleri, kömürleşen sürücünün kimliğini belirleyebilmek için iskelet haline gelmiş minibüsün plakasını aradı, ancak plakanın da yanmış olduğu görüldü. Bu sırada motosikletle kaza yerine gelen atölyenin bekçisi, ekiplere “Necdet ağabey, ‘kaza yaptım, hemen gel’ diye beni cep telefonundan aradı. Ben de motosikletime atlayıp geldim ama yetişemedim” dedi.

Savcının yaptığı incelemenin ardından ceset Edirne Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Soruşturma sürüyor.

Bu görüntü ‘etik’e aykırı

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

resim

Kamu Etik Kurulu havuzlu-dansözlü veda gecesiyle gündeme gelen eski Oltu Kaymakamı Sedat Yıldırım ile ilgili incelemesini sonuçlandırdı. Kararda Yıldırım’ın etik davranış ilkelerine aykırı davrandığı belirtildi.
Sivaslı ilçesi Kaymakamlığından Erzurum’un Oltu İlçesi Kaymakamlığına atanan Sedat Yıldırım’ın basına da yansıyan veda yemeği ve düzenlenen havuzlu-dansözlü eğlence “Kamu etik yasasına aykırı” bulundu.

Kamu Etik Kurulu, Kaymakam Yıldırım’ın basına da yansıyan veda gecesi töreni ve düzenlenen eğlenceye ilişkin resen inceleme başlatmıştı. Yapılan inceleme sonucu verilen kararda, “Sivaslı İlçesi Kaymakamlığından Erzurum İli Oltu İlçesi Kaymakamlığına atanması nedeniyle 7 Ağustos 2009 tarihinde Sivaslı Belediye Düğün Salonunda onuruna düzenlenen veda gecesinde Kaymakam Sedat Yıldırım’a geceye katılan kamu görevlileri ve halkın katkılarıyla alınan takım elbise, ayakkabı, kemer, kravat ve gömleğin hediye edildiği, programın sonuna doğru Kaymakam’ın başından aşağıya su dökülmek suretiyle ıslatıldığı, ayrıca Kaymakam’ın da buna mukabelede bulunduğunun” anlaşıldığı belirtildi.

İÇİ SU DOLU HAVUZ…

Kararda, “Veda gecesinden sonra ise, İlçeye bağlı Evrenli Mahallesinde daha önce hakkında çeşitli idari işlemler yapılan gazinoda tertiplenen ve bazı kamu yöneticileri ve İlçe halkından yaklaşık 60-70 kişinin katıldığı veda eğlencesine katılan Kaymakam’ın birkaç kişi tarafından omuza alınarak içi su dolu havuza atıldığı, kendisi buna itiraz etmediği, daha sonra ıslanmış elbiselerini değiştirip şort giyerek havuza girdiği ve sonrasında havuz kıyafetiyle dansözler ve misafirlerle fotoğraf çektirdiği, mahallinde yapılan incelemede Kaymakamlıkça verilen CD kayıtlarından açıkça saptanmıştır” denildi.

ETİK DAVRANIŞ İLKELERİNE AYKIRI

Kararda, Kaymakam Sedat Yıldırım’ın aldığı hediyelerin ise Yönetmeliğin 15. maddesinde düzenlenen hediye alma yasağı kapsamına girmediği, bunların anı niteliğinde sembolik değeri olduğuna ilişkin savunmasının kabul edilemeyeceği, hediyelerin, maddi değeri olan kullanıma yönelik eşyalar olduğu belirtildi. Karar, şöyle denildi:

“Kaymakam Sedat Yıldırım, gerek veda yemeğinde gerek eğlence programında, görevi başında kamu görevlisidir ve sorumlulukları devam etmektedir. Kaymakam’ın bu tutumu, görevinin gerektirdiği itibar ve güveni sarsıcı niteliktedir, ayrıca Kaymakam’da bulunması gereken etik liderlik görevleri ile de bağdaşmamaktadır. Bu durumun, halkın kamu yönetimine olan güven duygusunu sarsacağı açıktır.”

Kararda, Kaymakam Yıldırım’ın Yönetmeliğin “Saygınlık ve Güven” başlığını taşıyan 10. maddesi, “Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı” başlığını taşıyan 15. maddesi ile 20. maddesinde düzenlenen “Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu” ile ilgili etik davranış ilkelerine aykırı davrandığı sonucuna varıldı.

Bodrum sular altında

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

resim

Muğla’nın Bodrum ilçesinde etkili olan şiddetli yağış, yaşamı olumsuz etkiliyor. Şiddetli yağış nedeniyle çok sayıda otel, iş yeri ve evi su bastı.
Bodrum Meteoroloji Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilçede gece saatlerinde başlayan ve sabah saatlerinde şiddetini artıran şiddetli yağış sonucu son 8 saatte metrekareye yaklaşık 70 kilogram yağış düştü.
Şiddetli yağış nedeniyle ilçe merkezi ile Bitez, Ortakent, Turgutreis ve Gündoğan beldelerinde çok sayıda otel, iş yeri ile evi su bastı.

Su baskını yaşanan otel, ev ve iş yerlerinin sahipleri, yağmur sularını kovalarla temizlemeye çalışıyor. Su baskınına maruz kalan evlerde yaşayan vatandaşların kullandığı eşyaların çamur ve yağmur nedeniyle kullanılmaz hale geldiği, otel odalarının ise yağmur sularıyla dolduğu görüldü.

Şiddetli yağış nedeniyle Bodrum ilçe merkezindeki Neyzen Teyfik Caddesi ulaşıma kapandı. İlçedeki derelerin taşması sonucu ise Kumbahçe ve Paşatarlası sahili çamur denizine dönüştü.

Trafik ekipleri, kavşaklarda sürücülere şiddetli yağış konusunda uyarılarda bulunuyor.

ÇANAKKALE’NİN BİGA İLÇESİNDE BULUNAN KOCABAŞ ÇAYI’NDA SU TAŞKINLARI MEYDANA GELDİ

Çanakkale’nin Biga ilçesinde etkili olan yağış, hayatı olumsuz etkiledi. İlçede dünden bu yana etkili olan etkili yağış, Kocabaş Çayı’nda su seviyesinin yükselmesine neden oldu.

Su seviyesinin yükselmesiyle çayın bazı bölümlerinde su taşkınları meydana geldi. Çayın yüzeyinde çöp birikintileri oluştu, kütük ve ağaç parçalarının sürüklendiği görüldü. Çay yatağına park eden ve su içinde kalan araçlar da polis ekipleri tarafından kaldırıldı.

ŞİDDETLİ YAĞMUR EDREMİT KÖRFEZİ’Nİ TESLİM ALDI

Edremit Körfezi’nde sabaha karşı başlayan şiddetli yağmur, etkisini arttırmaya devam ediyor. Yağmur nedeniyle Edremit başta olmak üzere Ayvalık ve Burhaniye ilçeleriyle bağlı beldelerindeki sokak ve caddelerde su birikintileri oluştu. Edremit Anadolu Lisesi ve jandarma karakolunu bahçelerini, bazı işyerleri ve evleri su bastı. Edremit-Çanakkale E87 karayolunun bir kısmı da suyla kapandığı için geçiş tek şeritten veriliyor. Yetkililer, bölgede gök gürültülü sağanak yağmurun akşam saatlerine kadar devam edeceğini belirtti.

YÖK, yeni katsayı oranlarını açıkladı

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

YÖK, yeni katsayı oranlarını açıkladı YÖK, yeni katsayı oranlarını açıkladı

Danıştay’ın iptal kararından sonra katsayı sorunun çözüme kavuşturmak amacıyla yeni formülü açıklamak üzere toplanan YÖK, tercih yapacak adaylara iki farklı katsayı uygulaması üzerinde karar aldı.. İşte rakamlar:
  YÖK Genel Kurulu, üniversiteye giriş sınavında adaylara ”farklı katsayı” uygulanmasını kararlaştırdı. Bu çerçevede adayların, puanları hesaplanırken kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanları (AOBP) 0.15, alan dışı tercihte 0.13 ile çarpılacak.

Üniversiteye giriş için yapılacak birinci ve ikinci aşama sınavlarında Türkiye genelinde ilk bine giren adaylara lise türü gözetilmeksizin yüksek olan katsayı (0.15) uygulanacak.

YÖK Genel Kurulu’nun bugünkü toplantısının ardından alınan kararları, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan açıkladı. Özcan, açıklamasında şunları kaydetti:

”YÖK Genel Kurulu’nun 21 Temmuz 2009 tarihinde aldığı karardaki 3,4 ve 5. maddeleri hakkında Danıştay 8. Dairesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması zorunluluğu karşısında herhangi bir karışıklık olmaması için 3,4 ve 5. maddeler kaldırılmıştır. Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) puanlarıyla yerleştirme yapılan programlar ile Lisans Yerleştirme Programı (LYS) puanları esas alınarak, yerleştirme yapılan programlarda ilgili AOBP adayın kendi alanında bir programı tercih etmesi halinde 0.15, alanı dışında tercih yapması halinde 0.13 ile çarpılır. Ortaya çıkan sayının sınav sonucuna eklenmesi suretiyle bu aşamadaki yerleştirmeye esas olacak puan belirlenir.

Adaylardan öğretmen lisesi ve meslek lisesi mezunu olanların sınavsız kayıt hakkı olanlar dışında kendi alanlarındaki programları tercih etmeleri halinde ilgili AOBP’lerinin 0.05 ile çarpımı sonucunda bulunan puan, diğer puanlarına ayrıca eklenir.

Meslek Yüksekokullarının sınavsız geçişten boş kalan kontenjanlarına, açıköğretim programlarına ve meslek liselerinin devamı niteliğindeki lisans programlarına YGS puanları esas alınarak yerleştirme yapılır.

Sınavsız geçiş dışındaki önlisans ve açıköğretim programlarını tercih edebilmek için en az 140 YGS puanı gerekir. YGS puan türlerinden en az birinden 180 puan alan adaylar, LYS sınavlarından istediklerine girme hakkı kazanırlar. Lisans programlarını tercih edebilmek için ilgili puan türünde en az 180 puan almak gerekir.

YGS ile LYS sonucu oluşan her puan türünde Türkiye genelinde ilk bin kişi arasına giren adayların yerleştirme puanı hesaplanırken AOBP’lerinde tercih edeceği bütün programlar için alan içi katsayı değeri (0.15) kullanılır.”

 YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, katsayı farkı belirlenirken Danıştay kararında belirtilen ”yönlendirme” ve Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen ”ölçülülük” ilkelerinin esas alındığını söyledi.

Özcan, YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 1998 yılında üniversiteye giriş sisteminde esaslı bir değişikliğe gidildiğini anımsatarak, ”1999 yılına kadar ortaöğretim müfredatının tamamına dayalı bilgi ölçmeye yönelik bir sınav sistemi uygulanıyorken, bu değişiklikle sınav sistemi ilköğretimin tamamı ile ortaöğretim kurumlarının birinci sınıflarında okutulan ortak derslerden edinilen bilgiye dayalı bir yetenek sınavına dönüştürülmüştür” dedi.

Ortaöğretimin diğer sınıflarında okutulan derslerdeki başarının ve ortaöğretimdeki alanlardan yükseköğretime yönlendirmenin ise katsayı uygulamasıyla sağlanmaya çalışıldığını anlatan Özcan, ”Ancak bu uygulama öğrencilerin yetenek sınavına odaklanmasına yol açmış ve ortaöğretimin diğer sınıflarındaki derslere ilgiyi azaltmıştır. Bu durum da öğrencilerin yükseköğretime daha az donanımla gelmeleri sonucu doğurmuştur” diye konuştu.

Bu olumsuzlukları gidermek amacıyla 2005 yılında yetenek sınavının yanında ortaöğretim müfredatının tüm derslerinde verilen bilgiyi ölçmeyi amaçlayan yeni bir sınav sistemine geçildiğini dile getiren Özcan, 2009 yılında ise bu sistemin daha da geliştirildiğini ve sınavın iki aşamalı hale getirildiğini anlattı.

Bilgi ölçmeyi amaçlayan bu sistemde her bir alana ilişkin soru sayılarının artırıldığını belirten Özcan, farklı puan türleri oluşturularak, öğrencilerin belirli alanlara yönlendirilmelerinin ve daha donanımlı olarak yükseköğretim programlarına yerleştirilmelerinin amaçlandığını kaydetti.

Özcan, 1999-2008 döneminde uygulanan sınav sistemlerinde ”adayların ortaöğretimden kazandığı alan bilgileriyle tam örtüşmeyen, aynı puan türü içinde değerlendirilen ama farklı yeterlilikler gerektiren programlara yerleştirme yapıldığını” söyleyerek, ”Artık 2010 yılında uygulanacak olan yeni sistem ile her programın gereksinim duyduğu yeterlilikler esas alınmıştır. Böylece yeni yerleştirme sistemiyle öğrenciler doğal olarak, ortaöğretimdeki alan ve kazanımları doğrultusunda yükseköğretim programlarına yerleşme imkanına kavuşmuşlardır” dedi.

Yükseköğretime giriş sınav sisteminde 1999-2009 döneminde ortaya çıkan bu gelişmelerin 1998 yılında alınan kararla oluşturulan katsayı sisteminin 2010 yılı itibarıyla uygulanmasını imkansız hale getirdiğini ifade eden Özcan, YÖK’ün 21 Temmuz 2009 tarihindeki 1266 sayılı kararının bu gerekçeyle alındığını söyledi.

Özcan, Danıştay’ın, söz konusu kararın katsayıya ilişkin düzenlemelerinin yürütmesini durdurduğunu hatırlatarak, Danıştay kararı nedeniyle oluşan hukuki boşluğu gidermek amacıyla yeni bir karar alınması gereğinin ortaya çıktığına dikkati çekti.

Yeni düzenleme yapılırken, yargı kararının gerekçelerinin irdelendiğini belirten Özcan, Anayasa’nın 2, 5, 12, 13 ve 42. maddelerinin, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ilgili hükümleriyle yükseköğretime giriş sınav sistemindeki gelişmelerin bir bütün halinde ve karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğini vurguladı.

Özcan, şöyle devam etti:

”Bu doğrultuda her ne kadar iki aşamalı yeni sınav sisteminde sınav soruları ve puan türleri yoluyla yönlendirme yapılıyor ise de Danıştay kararı uyarınca, bu yönlendirmenin farklı katsayı uygulamasıyla desteklenmesi yoluna gidilmiştir. Katsayı farkı belirlenirken, Danıştay kararında belirtilen ‘yönlendirme’ ve Anayasamızın 13. maddesinde belirtilen ‘ölçülülük’ ilkesi esas alınmıştır. Nitekim Anayasa’nın 13. maddesinde ortaya konulan ölçülülük ilkesi esas olarak bireyin temel haklarını devlete karşı korumayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede yönlendirme amacıyla getirilen sınırlama, hiçbir zaman bireyin yükseköğretim hakkını ortadan kaldırmamalı. Sadece istediği takdirde beklenebilecek makul seviyede bir gayretle bu sınırlamayı aşabilmesine imkan vermelidir. Tersine bir uygulama hem yönlendirme hem de ölçülülük ilkesinin amaçladığı sınırları aşan, bireyi katlamayacağı bir sorumluluk altına sokarak, Anayasa’nın beşinci maddesinde güvence altına alınan bireyin maddi ve manevi varlığının gelişmesini engelleyecek bir niteliğe dönüşebilecektir. Bu temel ilke ve yaklaşım, farklı katsayıların belirlenmesinde ölçüt olarak alınmıştır.”

YÖK yetkilileri, 0.15 ve 0.13 olarak belirlenen kat sayılar arasındaki farkın ‘’sembolik” olmadığını bildirdi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan YÖK yetkilileri, YÖK Genel Kurulu Toplantısı’nda, adayların kendi alanlarıyla ilgili bir yüksek öğretim programını tercih etmeleri halinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanlarının (AÖBP) 0.15, kendi alanları dışında bir yüksek öğretim programını tercih etmeleri halinde ise 0.13 ile çarpılacağı yönünde karar alındığına işaret etti.

Bu iki katsayı arasındaki farkın ‘’sembolik” olmadığını söyleyen yetkililer, farkın ortalama 10 puana denk geldiğini kaydetti. Yetkililer, bu 10 puanın da ortalama 8 soru çözülerek alınabileceğini ifade etti.

Öte yandan, bugün gerçekleştirilen YÖK Genel Kurulu Toplantısı sürerken Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan da YÖK’e geldi.

Yarımağan, toplantının ardındın YÖK’ten ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine,  toplantıya katılmadığını ancak teknik bazı konularda kendisine görüş sorduklarını kaydetti.

Ünal Yarımağan, gazetecilerin ”Alınan kararlardan memnun musunuz?” sorusuna, ”memnunum” karşılığını verdi.

Yarımağan, sınav takviminin de daha önce planlandığı şekilde uygulanacağını, herhangi bir değişiklik olmayacağını bildirdi.

 

 

 

 

2,5 milyon emeklinin maaşı zamlanıyor

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

 

2000 yılından önce SSK’dan emekli olanların maaşlarına yapılacak zamda sona gelindi. SGK’nın yaptığı çalışmaya göre emekliler arasında dengesizliği gidermek için düşük maaşlıya yüksek, yüksek maaşlıya ise daha az iyileştirme yapılacak

İsa Yazar’ın haberiBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığındaki ekonomi yönetiminin de emekli maaşlarında yapılacak iyileştirmeye sıcak baktığı belirtiliyor. Ayrılacak kaynak yıllık 3 milyar civarında olacak. Düzenlemeden 5 milyon 193 bin emekliden, 2000 yılından önce SSK’dan emekli olan 2 milyon 500 bin kişi yararlanacak.

Dul ve yetim aylığı alan emekliler mevzuat gereği daha düşük iyileştirme alacak. Diğer emeklilerin alacağı iyileştirme ise daha yüksek olacak.

Zaman’ın edindiği bilgiye göre maaşlarda ortalama 100-150 TL civarında iyileştirme yapılacak. Dul ve yetim aylığı alan emeklilerin maaşı 50 TL civarında artacak.

Ekonomi yönetimi, emekli maaşlarına yapılacak iyileştirmeyi krizden çıkışın bir formülü olarak da görüyor. Bu yolla kriz nedeniyle düşen talebin canlandırılması hedefleniyor.

Emekliye yapılacak iyileştirmede son kararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verecek, açıklamayı da bizzat yapacak.

Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in talimatıyla çalışma başlatan SGK, alternatifli çalışma yaptı. Birkaç seçenek içeren çalışma, ekonomi yönetimine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulacak.

SGK’nın yaptığı çalışmaya göre emekliler arasındaki farkın tamamen ortadan kaldırılabilmesi için 7 milyar TL gerekiyor. Bu kadar kaynak ayrılmasını mümkün görmeyen SGK’nın önereceği ikinci seçenek ise kısmi düzelme getiriyor.
3 milyar kaynak gerektiren bu formül, kabul gördü. Benzer bir düzenleme, geçen yıl memur maaşlarında yapılmıştı. Öğretmen, polis, imam, düz memur ve mühendis gibi ek ödeme almayan kamu çalışanlarının maaşı 103 ile 375 TL arasında artırılmıştı.
 

 

Bulunan yeni formülle emekli aylıklarında kısmi intibak sağlayacak düzenlemenin Hazine’ye yükü de karşılanabilir boyutlarda kalacak.
SGK, 2009 yılında 67,5 milyar TL emekli maaşı ödeyecek. 2010 yılında ödenecek emekli maaşı ise 75 milyar olarak öngörülüyor.
İntibak düzenlemesinin hayata geçmesi ile bu rakam 78 milyara yükselecek. Ekonomik krizden çıkışla birlikte bu rakamın bir kısmı, prim gelirlerindeki artışla karşılanacak. Kalan kısım ise Hazine’den transfer edilecek.

 

 

SSK’da maaş bağlama sisteminde yıllar içinde sık sık değişiklik yapılması, birden fazla maaş skalasına yol açtı. Yapılan değişikliklerin önceki emeklilere yansıtılmaması nedeniyle eski emeklilerle yeni emekliler arasında yıllar içinde önemli farklar oluştu.
Çalışma Bakanlığı’nın yeniden gündeme aldığı intibak düzenlemesi, 2000 yılından önce emekli olan SSK’lıları ilgilendiriyor.
Emekli Sandığı’nda intibak otomatik olarak yapıldığı için memur emeklilerin böyle bir sorunu bulunmuyor. Bağ-Kur’da da daha önce intibak düzenlemesi yapıldığından böyle bir sorun söz konusu değil.

SSK emeklileri için sürdürülen çalışmaya göre SGK, aynı emeklilik koşullarına sahip olmalarına rağmen farklı emekli aylığı alanların durumunu ele alıyor.

İntibak düzenlemesiyle aynı süre çalışıp aynı prim gün sayısıyla emekli olanların maaşları arasındaki uçurumun giderilmesi üzerinde duruluyor.

Örneğin şu an 7 bin 200 gün primle emekli olan biri bin 100 TL civarında maaş alıyor. Ancak 2000 yılı öncesinde aynı prim günü ile emekli olan biri halen 700-800 TL civarında maaş alıyor.

 

 

Üst düzey iki polise sorgu

Yazan: admin 18 Aralık 2009 Cuma  
Kategori: Haberler

Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli iki genel müdür yardımcısı, İzmir’de yürütülen bir dolandırıcılık soruşturması kapsamında, şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Dolandırıcılıktan tutuklanan bir haber elemanına yardım ettikleri öne sürülen iki müdür yardımcısı daha sonra serbest bırakıldı

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün üst yönetiminde yeni bir soruşturma bombası patladı. Daha önce Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın adli soruşturma kapsamında tutuklanmasının ardından, dün de Genel Müdür yardımcıları C.U. ile M.G., İzmir’de yürütülen bir dolandırıcılık soruşturması çerçevesinde “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi. İki ismin, geçen ay İzmir’de tutuklanan İrfan E. ile bağlantıları olduğu iddia edildi.
Milliyet’in aldığı bilgiye göre, daha önce Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nde kayıtlı haber elemanı olarak çalıştığı anlaşılan E. ve iki adamı, haklarındaki “nitelikli dolandırıcılık” iddiası nedeniyle geçen ay İzmir’de tutuklandı. İzmir Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç’in yürüttüğü soruşturmada E., verdiği ifadede 2 Emniyet Genel Müdür yardımcısıyla bağlantılarını anlattı.

Teknik takip
İstanbul, İzmir ve Bursa’da bazı işadamlarını yüklü miktarda dolandırdığı gerekçesiyle tutuklanan E.’ye yönelik teknik takiplerde, C.U. ile yakın teması bulunduğu anlaşıldı.
Yapılan araştırmada, E.’nin kayıtlarda 1995’e kadar EGM İstihbarat Dairesi’nde kendi adıyla haber elemanı olarak görev yaptığı tespit edildi. Bu gelişme üzerine savcı soruşturmayı genişletti. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı gönderen Genç, E.’yle bağlantısı olan birimlerden bilgi istedi.
Araştırma sonucu E.’nin, Bursa’da hakkında yürütülen bir soruşturma sırasında sanık konumundayken Bursa Polisevi’nde konakladığı, Ankara Sheraton Oteli’nde kaldığı ve parasının EGM’ce karşılandığı, İstanbul’da da Polisevi’nde konakladığı belirlendi.

Sheraton Otel’e geldi
İrfan E.’nin kısa süre önce Ankara’ya gelerek Emniyet Genel Müdürlüğü’ne Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili bilgi verdiği ve Sheraton Oteli’nde konaklamasının sağlandığı anlaşıldı.
Yapılan incelemede İrfan E.’nin Karabulut cinayetiyle ilgili verdiği bilgilerin doğru olmadığı tespit edildi. Savcı Genç, önceki gün Emniyet’e gönderdiği yazıyla, E. ile bağlantıları olduğu iddisıyla Emniyet genel müdür yardımcıları C.U. ve M.G.’nin İzmir’e gönderilmesi talimatını verdi. Görevdeki üç genel müdür yardımcısından ikisi olan C.U. ve M.G. dün Genç’e “şüpheli” sıfatıyla ifade verdi. Genel müdür yardımcıları C.U. ile M.G. sabah saat 10.00’dan gece 22.00’ye kadar 6’şar saat süreyle ifade verdiler. Savcı, C.U. ile M.G.’yi ifadelerini aldıktan sonra mahkemeye sevketmeden serbest bıraktı.
İrfan E.’ye yönelik adli soruşturmada toplam 6 kişi gözaltına aldı. Savcılık, isimleri geçen işadamlarının da “tanık” sıfatıyla ifade vermelerini kararlaştırdı. Sorguları tamamlanan zanlılardan 3’ü tutuklandı.
Bu arada, Antalya Emniyeti’nce gerçekleştirilen organize suç örgütü operasyonunda da ‘çeteyle organik bağlantıları bulunduğu’ iddia edilen Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Y.Ç. gözaltına alındı.

Sonraki sayfa »