Atatürk Sözleri

26 Mart 2012 Yazan SuN  
Kategori Atasozleri Deyimler

Biz Türkler, bütün tarihimiz
boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden
mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak
mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben
milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan
bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan
bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her
safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir
millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut
ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve
bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu
saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu
vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için
milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart
bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir
milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık
bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin
menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden
milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve
siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir
ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen
herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar,
amansız düşmanıyım.

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında
zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur.
Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her
tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve
meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.
Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle
milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere
hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün
icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde
hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka
milletlere yem olurlar.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli
onur sebep olmuştur.

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak
için kendinde kuvvet bulacaktır.

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin
milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde
başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en
zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin.
Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk
milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan
kurtarmalıdır.

Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa
uygun olması lazımdır.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak,
kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir
dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine
sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

Türk Milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet
yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir.

Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları
altında kalmaya mahkumdurlar.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi
olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir
olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu
yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere
esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca
sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki,
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler,
meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat,
medeniyet tarikatıdır.

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak
için yeterlidir.

Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz.
Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz.

Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri,
gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir
tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten
değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.

Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan
ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu
yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim
hepimizin en kutlu vazifemizdir.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan
mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını
ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü
ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı
toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere
yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil,
omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski
devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için
gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını
bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok
yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için
kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok
feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer
hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.

Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk
Milletine canımı vereceğim.

Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve
medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en
kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil,
istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu
yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte
parola budur.

Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız
dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere
yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk
Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan,
yorulmadan yürüyecektir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları
kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi,
hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek
alimler çıkabilir.

Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları
seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden
terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan
erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana
siyasetimizin açık dileğidir.

Mualimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri
ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil
sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin
maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip
bulunacaktır.

Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet
namını almak istidadını keşfetmemiştir.

Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun
en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.

Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir
ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk
şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan
köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve
servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için,
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktisadi siyaseti bu
aslî gayeye erişmek maksadını güder.

Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha
kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin
belkemiğidir.



Yorumlar

Lütfen SeviyeLi YorumLar Yazınız.!





Güvenlik Kodunun Resmi
CAPTCHA Audio
Yeni Resim Göster